17 Nisan 2014 Perşembe

Işıklar Sönünce

Bulutları ser altına özgürlüğün kuşları uçar her dokunuşumda.
Loş odaların içine atılmış duygulara estetik kazandır.
Yağmurun ferahlığı bedeni yıkamışken tek ayıp bulutlarla örtmek saflığı.
Nefeslerin çarpışması kasırgaları yarattı, buharlanan camların perdelerini örtme zamanı.
Vur acıların üstünden atlayarak geç bu gece sonsuzluğa ziyaret.
Gel yine koy cesareti varoluşun anahtarı körkütük elimde.





24 Mart 2014 Pazartesi

Tahminlerde Aklımız

Sadece kendi aklımı bilirim tahminler yanında.
Bildiğini paylaşırken kaybedilen zamanda bir kuş daha uçtu bak.
Gökyüzü denizinde solungaçlı kuşlar göç etmeye başladığında derin nefes al.
Daldığın bulutlarda unuttuğun tek şey kendi aklında.

Sadece kendi aklımı bilirim.
Tahminlere yer kalmadı ciğerlerinde.
Yavaşça nefesi bırakmak kaldı geriye.
Engin denizlerin içinden geçmesine,
Tahminlerin nehirlerden dökülmesine,
En temiz gökyüzünün dolmasına,
Aklının akmasına.
İzin vermelisin yok olmana...

Sadece kendi aklımı bilirim.
Yok olmuş, parçalara ayrılmış, uykuları kaçmış.
Paylaşmadan yuvadan uçmuş beynimin tahminleri nerede şimdi?
Hangi nehirden aktı fikirlerim?
Barajlara takılan geçmişi şimdi bulup getirmeyin...
Yok olmasına izin verin.
Yok olmanıza...
En dibini görüp tek bir dala tutunmanıza...



.........

13 Şubat 2014 Perşembe

Kuruş

Herkes aynı fikirde mi ?

Cebin boşken felsefe,
Doluyken el ense yapıldığının.

Bolca yormuş düşüncelerin süründüğünde,
Keyfi yazıların gülsitanda yazıldığının.

Maddiyat mutluluk değildi...
Peki ya bunu öğrendiğinde durumun neydi ?

Herkes bilir elinde yokken adaletten bahsetmeyi.
Ancak kaçınız reddederdi en yüksek mevkiyi ?

Ben istemem, dedi.
Bu kağıt parçasını istemem.
Ben bunu önemsemem.
Olmasa da olur bu sisteme hizmet etmem, dedi.
Belki de yüzlerce kez söyledi.
Ama ne zamandı bu söylenenler.
Elinde yokken değil mi?

Sonra fırsat verildi.
Kazançlardan bahsedildi.
Ağzının suları akıyordu.
Artık tek ihtiyacı oydu.

Onsuz hayat yaşanmaz.
Daha fazla, çok daha fazla kazanmalıydı.

Elleri doldukça gözleri boş bakar olmuş.
Cebine giren parçalar kalbinden sökülüyormuş.

Duyguları desteler halinde yastık altı edilmiş.
Her başını koyduğunda hislerini yitiriyormuş.

-----------

Ne olduğunu biliyorsun.

Peki ya sana fırsat verildiğinde sırt çevirir miydin?



.





16 Ocak 2014 Perşembe

Sonu

Öksüz duyguları satmanın yolu yok mu?

Kaçılmayan yaşantıların cilvelerinden,
Ne gidebildiğin ne kalabildiğin,
Kestirmeden çıkabildiğin.

Yeteri kadar acı çekilmedi daha.
Başında... En başındayız.

Bahçene diktiğin kazıkta saklı sırrı.
Bu hikayeyi bilmenin yok bir zararı.

Çaresizlikten güç alır öksüzler.
Kahraman olmak değildir amacı,
Sabrını sınarken tanrı.
Tek bir doğru içindir tüm savaşı.

Dinlenmeye yoktur vakti.
Savaş sonunda oturtacak bir yerini.

Ya bahçedeki koltuğa,
Ya önündeki kazığa...





7 Ocak 2014 Salı

Dalın Yolculuğu

Pislikle yol almış denizinin suyunun,
İmkanı yok önüne setler çekilen berrak okyanuslara girmesi.
Çabalar. Yanaşır. Dikkat çekmeye çalışır.

Dikkat çekmek?

Engin yollarda, derin sularda, karlı dağlarda, uçsuz bucaksız yeşilliklerdeki bir dal parçası...

Sadece bir dal parçası gibi...
Dikkat çekmek?

Yanaşmaya çalıştıkça çirkinleşen. Çirkinleştikçe yanaşan simalar.
Denemekten vazgeçmez. Yenilgiyi kabullenmez ya da reddetmez. Kaybedecek bir şeyi yoktur.
Sadece kirli elleriyle yakasına yapışır.
Gökyüzü ne doğu yakasını, ne batı yakasını kirli ellerine bırakır.
Ama çabalamak bu ya. İnatlaşmak tabiatla...

Anlaşılmalı...

Hiçbir uğraş geri getirmez akıntıya kapılmış dal parçasını...





15 Aralık 2013 Pazar

Günaydın

Masumiyetin süzüldüğü dallarından sarkıp düştüğüm duru sularında...
Sabah uyandıran şeffaf ışığında pürüzsüz nefeslerin havada kayboluşu...
Öyle güzel gülümsüyor ki çakıl taşları,öyle çekici...
Kendimi alamadığım güzelliğinde kendi kendine nasıl da eşsizsin.
Şırıltılarında cennetin sesi ve yaratılışın gizemi
Tanrıyı duyabiliyorum,
Şarkılar söylüyor.
Dalların hışırtısı ve kuşlar ona eşlik ediyor.
Şarkının sözleri şöyleydi;

Huzura ulaşman ne kolay
Cevaplar dağların ardında

Kanatların yapraklar olsun
Uçabildiğin kadar özgürsün

Durma yürü
Şelaleler rehberin olsun

Ruhun sularla akıp gitsin
Sen yalnız değilsin





14 Aralık 2013 Cumartesi

Not II

Konuş
Anlat içinden geçenleri
Ben buradayken anlat anlatabildiğini
Dinliyorum
Başımı sallıyorum
Destek veriyorum
Onaylıyorum
Tamamen haklısın
Sadece sen haklısın
Sadece sen bilirsin
Sadece sen varsın

Manzara serin ayaklarım gitmez soğuklara
Koruyan varken saldıranla çay içilmez bu havalarda
Esen rüzgarla nefretini silkin üzerinden bana yanaşma
Son öğrenmen gereken boş vermek bundan sonra