15 Aralık 2013 Pazar

Günaydın

Masumiyetin süzüldüğü dallarından sarkıp düştüğüm duru sularında...
Sabah uyandıran şeffaf ışığında pürüzsüz nefeslerin havada kayboluşu...
Öyle güzel gülümsüyor ki çakıl taşları,öyle çekici...
Kendimi alamadığım güzelliğinde kendi kendine nasıl da eşsizsin.
Şırıltılarında cennetin sesi ve yaratılışın gizemi
Tanrıyı duyabiliyorum,
Şarkılar söylüyor.
Dalların hışırtısı ve kuşlar ona eşlik ediyor.
Şarkının sözleri şöyleydi;

Huzura ulaşman ne kolay
Cevaplar dağların ardında

Kanatların yapraklar olsun
Uçabildiğin kadar özgürsün

Durma yürü
Şelaleler rehberin olsun

Ruhun sularla akıp gitsin
Sen yalnız değilsin





14 Aralık 2013 Cumartesi

Not II

Konuş
Anlat içinden geçenleri
Ben buradayken anlat anlatabildiğini
Dinliyorum
Başımı sallıyorum
Destek veriyorum
Onaylıyorum
Tamamen haklısın
Sadece sen haklısın
Sadece sen bilirsin
Sadece sen varsın

Manzara serin ayaklarım gitmez soğuklara
Koruyan varken saldıranla çay içilmez bu havalarda
Esen rüzgarla nefretini silkin üzerinden bana yanaşma
Son öğrenmen gereken boş vermek bundan sonra






24 Kasım 2013 Pazar

Gece Yok Olan

Gün ışığında süzülen toz tanecikleri gibi önemsiziz.
Abartmaya gerek yok.
Ne sen ölüme dirençlisin ne ben doğuşa engel.
Dikkat çekmek için fazla olgun yüze sahip.
Yaşamış ve yaşanmış, göz altları düşmüş bembeyaz yorgun bir yüz.
Saçları biçimsiz serzenişte rengi kararsız.
Konuşmaya üşenen kurumuş dudaklar ölüm bekleyişinde.
Bir benzeri yok bu eserin,sanatçısı kendisi.
Amaçsız zerrelerin eşsiz birlikteliği...
Göz kamaştırıcı solgun güzelliği...




17 Kasım 2013 Pazar

Not

Göz kapakları ağarırken evrenin dokunaçlarıyla çekilmiş taneleri
Elinde tutmanın hazzı karartıya dönüştüğünde kaçma daha fazla.
Yüzleşmenin somutluğunu tadarken aynı cephede savaşan askerleriz.
Ya beraber kazanırız ya beraber biter...
Bölünmüş aklı kararsızlıkla tehdit etme, kimse savaşı ölümle uyarmadı.
Hedefi kayıp varoluşun umarsızlığı daha ne kadar kurtarır zamanı?
Noktasız cümlelerin tıknaz kelimeleri uzadıkça hevesi kaçar maceranın.
Daha ne kadar buradayız?




17 Eylül 2013 Salı

Koz Maça

Bedenimde aldığım darbelerin izi kalıcıyken ruhumun çizgileri berraklaştı şafakta.
Gerek yokken hiçbir gürültüye, o sadece gelmeyi tercih etti.
Gürlemek için her defasında kulağıma fısıldayarak engin yollar katetti.
Beklenmedik kalp çarpıntıları acı veremeyecek kadar değerliydi...
Kırmaya korkup kaçtığım aynadaki yansımammış  ve şimdi etrafım onlarla sarılı.
Hikayem yeni başladı...
Bir yanda hislerin sardığı duvarlar örüldü.
Bir yanda parçalanan suret toparlanmak için yaranmayı seçti.
Bitmişlikle son kozlarını oynadı. Ve umutları kuyudan salladı...

29 Ağustos 2013 Perşembe

Umursamaz Doğanın Gösterişsiz İnsanı



Seslendirme: Kerem Yükseloğlu


Bastıkça yok olan hala üstünde tutan bulutlardayım.
Parmaklarımın altında kilometreler beni izler.
Umursamaz doğanın gösterişsiz insanıyım.
Uçmak için süründüğüm yollardan şimdi kanadımı kırmayın.
Dokunduğum zerreler arttıkça can buluyorum.
Yenileniyorum kanatlarımı açtıkça sonsuzluğa.
Sarılmak için zor olana,şiddetle kaçıyorum doğaya...
Sarmaşıklar gitmemi istemiyor sarıyorlar evleri gibi.
Bedenimi kaybettim,ruhum yağmurun her damlasında.
Kollarını aç ve ıslan aradığınla...

Soğuk




Seslendirme: Kerem Yükseloğlu


Küçük odanın küçük ışığından gelen kelimeler...
Kan gibi damlayan harfler sıcaklığı düşürüyor.
Titreyen vücuttan yağan soğuk güller duvarları kaplıyor.
Aralıklardan sızan gün batımı rengi tahtaları aydınlatıyor.
Güller ve gün batımı uyum içindeyken küçük odanın küçük ışığından gelen kelimeler...
Çevrede hareket halinde cisimler hacmini kaybediyor birer birer.
Işık kendini gösteriyor boşlukta cehalet önemini yitiriyor karanlıkta.
"Gitme zamanı" diye haykırıyor soğuk güllerle kaplı duvarlar.
Ya gerçek ya mecazi,ya şimdi ya hiç...

Rekabet


Seslendirme: Kerem Yükseloğlu


İpleri sıkı sıkı tutuyorum avuçlarımın içinde.
Kanayan yaralar açılıyor her seferinde.
Bunun için burada değilim ben.
Neden hala direnirim o halde.
Terleyen ellerim yakasını bırakmıyor bitecek duyguların.
Zorla aklıma sokulan gölgeler zamanımı harcıyor.
Değerli hale getirdiklerini gözümde büyütme çabalarından nefret kusuyor başım!
Korkulan senin gibi... Sana benzeyen korkulandır...
Rakibin korktukların... Korktukların rakibindir...
Rakibin senin gibi... Sana benzeyen rakibindir...
Ya kabul edersin rekabeti,ya uzaklaşırsın tüm çabalardan...

Lanetli Tohum

Yeşilin içinden gelen ses inancını kaybetmiş gibi...
Dünyanın en güzel renklerine sahip çiçek yüksek ağaçların gölgesinde güneşi göremez olmuş...
Ağaçları önüne diken tohumlarını lanetlemiş ömür boyu!
Toprağına can veren nehrin suyunu kesmişler kıskançlıkla...
Usandığı arılar artık uğramaz olmuş!
Dünyanın en güzel renklerine sahip çiçek, solamayacak kadar büyülüydü.
Vazgeçmedi imkansızları denemekten.
Toprağı susuz,yaprağı güneşsiz yaşamayı öğrendi.
Artık engelleri imrenerek bakıyor değersizliklerini anlayarak.
Ve küçük bir çiçek umarsızca yeniyor saçma bulduğu oyunu...

26 Temmuz 2013 Cuma

Kimsesizlerin Kimsesi

Kucuk bir aciklik gordum denizin bir ipi andirdigi yerde.
Gozlerimi diktim acikliga sanki papatyalar firlayacakti yuzumuze,gozumuze...
Buyuleyici guzellik sabirsizca renk degistirmeye basladi.
Aciliyor,buyuyor ve yumusaklasiyordu.
Kavrulmus kahverengi,olgunlasmis kayisi,melez karamel,solmaya yuz tutmus menekse renkleri bir ustanin fircasindan dokulmus gibi havada asili duruyordu.
Mucizevi birlesim buyuluyordu ruhumu.
Sanki unutmustum gecmisimi,gelecegimi...
Hatirlayamiyorum bazi sorular ama cevaplarinin tamda orada gizli olduguna eminim.
Kainatin sirri cozulmek icin bekliyor ancak biz hala insanlari cozmeye calisarak vakit harciyoruz.
Gunes yilda bir kere dogsaydi insanlar ancak boyle anlayabilirdi bu mucizenin degerini.
Belki de deger verilmeye ihtiyaci olmadigi icin bu kadar guzeldir...

Düşlerin Valsi

Seslendirme: Kerem Yükseloğlu


Gözlerin kapanıp düşlerin karanlıkta vals yaptığı geceler...
Ayak hareketlerini seçemesen de bir sonraki adim kesindir.
Kapıları açılır cennetin,sana koşar beyaz atlar.
Ayak hareketlerini seçemesen de bir sonraki adim oraya.
Beyaza davet gelir piriltidan,sonsuz isik huzmesi agaclari siyiriyor.
Tercihleri sifirlayan guzellik artik dupeduz karsindadir.
Ayak hareketlerini seçemesen de bir sonraki adim yalnızlığadır...

Savrulmak


Seslendirme: Kerem Yükseloğlu


Aciklamanin zor oldugu seyler belki de oyle kalmali.
Uzerinde durdukca kizgin lavlar damarlarinda dolasir.
Canini yakmak istemiyorsan dikenlerden uzak durmalisin.
Vucudunda acilan yaranin sebebi sensin.
Simdi cigneyip uzerine bastigin tutun dumanlarini yalnizliga savurdu.
Yalnizligin adi var. Orada biri var daglarin sisli magaralarinda.
Dusunmek guc,yasamak akil almaz...

Tamamlanmış Anı

Hafızanı yitirmek için acıya ihtiyacın var. Acının en ağırına...
Ciğeri yakıp geçen,yüreği parçalara bölen...
Her parçada bir anı yok olur. Her anıda parçalar oturur.
Aslında bildiklerin simdi başka puzzleları tamamlar.
Doğrular bir bir yerleşir kutucuklara.
Artık biliyorsun gerçeği. Ama hiç bir gerçek geri getirmez yitirileni...

K ile Baslayan Cumleler

Karmaşanın içinde düzeni aramakta ısrar etme.
Kafa yorma derin kuyunun görünmeyen kısımlarına.
Kapat perdelerini,sorgu alanın kısıtlansın evrende.
Korun, geçmişte yaşananlar aksın kuyudan.
Kaç,sıkışınca sorular akıllarda.
Karışma bana, -ben- ben değilim aslında.

Dostluk

Birleşmenin kolaylığı yolun sonunda bulsa ya bizi...
Daglarin engel olmadığını,bulutlarda yürünebildiğini gösterdim,sıramı devrettim.
Belki de çok yer ettim. Ama yanındayım gülebildiğin kadar.
Karmaşanın yıkamayacağı duvarları en kavurucu güneş altında örmek kolay değildir.
Güneşi olmayan dostluklarsa yavan...
Görevini yerine getirmiş bir is adamı sakinliğinde,simdi gidiyorum.
Cennetin girişinde karşılayacağım,orada olmayı tercih ederseniz...

18 Temmuz 2013 Perşembe

Gorunmez

Karanlığın içinde parlayan bir çift. Kaybettiklerimizi hatırlatıyor.
Kazanırken yitirmeyi gördüğün tek çift.
Dünyanın en parıltılı tanecikleri zamanla ayrılıyor güzellikten.
Gördükleri, masumiyeti engelledi cennet güzergahında.
İçten gülemeyecek kadar çok şey biliyor artık.
Oysa tek aradığımızdır içinde hayata boğulmak.
Simdi sadece bir çift var orada emin değilim ne ise yaradığından...

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Parçacık

Ellerim titriyor adını duyduğum anda.
Bu bir veda sonu tek taraflı mutluluk adına.
Düşüncelerim parçalandı her yeri çiçeklerle sarılı.
Beni tutan biri var. Beni tutan bir şey...
Kuşatılmış fikirlerin ilacı denemek sükunet içinde yalnızlığı.
Beklemek bin asır rüya içinde masalı.
Tanımadığım yüzler tetikler sonsuz yolları.
yağmura açılmış kollarım ne istediğini bilmez.
İstemez başka duyguları dağıtsın kor karanlıkta.
Çıkış bulamazsın bu dünyada girişin tadı damağında.
Her adımımda bilirim yaralanırsın ancak ne fayda yüreği buz tutmuşa...

Çiçek İçin Şiir

Kaç gün daha buradasın?
Kollarında hayat ışığı kalır mı ben gidene kadar?
Gövden katlanır mı yalnızlığa?
Masumiyet dalgası savursun dallarını, gülümse beyazlığın dağıttığı duygular.
Alış sakin sulara yaklaşıyor sonu yaprakların.
Ne kadar zaman geçti? Kaç gün daha buradasın?
Ne yakışır gelinlik yeşillerin arasında. Kestirebiliyorum sadeliği ormanın derininde.
Çağırıyor ferahlığın adı yankılanır kulağımda.
Daha kaç gün buradasın?
Gardenya...